KORO

Çocuk, gençlik ve yetişkin koroları

“ Sanatın gerçek işlevi ve amacı mutluluktur.”

“Yunanca “Khoros” , Lâtince “Chorus” , İtalyanca “Coro” sözcükleriyle ifade edilen ve dilimize de “Koro” olarak yerleşen bu terim, tek ve çok sesli müzik yapıtlarını seslendirmek üzere bir araya gelen seslendirici-yorumcu (icracı) topluluğu anlamında kullanılmaktadır. Bu topluluğun söylediği söz ve şarkı, seslendirdiği vokal müziğe de koro denir.

“ Koro kavramı; kelime anlamı itibariyle bütünlük ihtiva eder. Bu tanımı yapabilmek ancak birden fazla kişinin varlığıyla söz konusu olur. Günümüzde koro denilince, kadın, erkek veya karma şekillerde, erişkin veya çocuk topluluklarının çalgı eşlikli veya eşliksiz, tek veya çok sesli topluca şarkı okumaları anlaşılmaktadır. Yani koro, müzikal anlamda aynı amaç için bir araya gelmiş insanların oluşturduğu bir bütünlüktür.”

Koroda disiplin ön plandadır. Her üyenin toplu söyleme kurallarına kesinlikle uyma zorunluluğu vardır. Üyelerin, yöneticinin tüm hareket, jest ve mimiklerini izlemek ve onunla tam bir ilişki kurmanın yanında, birlikte müzik yaptığı arkadaşlarını da dinlemesi; izlemesi ve söylediği sürede uyum içinde kalması gerekmektedir. Çünkü koro; o topluluğu oluşturan sesleri,  bir tek ses olarak tınlatan ve ele alınan yapıtları tüm yönleriyle ortaya çıkaracak yorumu sağlayan bir topluluktur.

Korolar bir topluma yalnız müzik sevgisi ve yalnız müzik kültürü vermekle de kalmazlar. Koroları oluşturan bireyler bu topluluklarda gerçek arkadaşlığı ve insan sevgisini bulurlar ve yaşamları boyunca da oradan elde ettikleri alışkanlıkları sürdürürler. Birleşmeden ve bütünleşmeden doğan gücü orada tanırlar. Birlikte iş yapmanın mutluğunu ve sorumluluğunu orada duyarlar.

Özellikle çocukların sosyalleşmesine önemli katkı sağlayan ve onlar için en zararsız olan koro çalışmaları, Ruhselman Sanat Kursu  eğitim anlayışıyla yürütülecektir. Opera orkestra ve koro şefleriyle koro eğitiminin incelikleri, en üst düzeyde ve her yaş grubuna uygun programlarla verilecektir.

“Sanatı, yaşam için öğrenmeliyiz…”